Facebook

LinkedIn

Copyright 2019 Limon Kreatif.
Tüm Hakları Saklıdır.

8:30 - 18.30

Çalışma Saatlerimiz Hafta İçi

0 (216) 504 07 00(Pbx)

Bir Telefon Kadar Yakındayız

Facebook

Twitter

Menu
 

REKABET HUKUKUNUN OPTİK ÜRÜNLER SEKTÖRÜNE YANSIMALARI

Eke&Şimşek Uluslararası Hukuk ve Danışmanlık Bürosu > Genel  > REKABET HUKUKUNUN OPTİK ÜRÜNLER SEKTÖRÜNE YANSIMALARI

REKABET HUKUKUNUN OPTİK ÜRÜNLER SEKTÖRÜNE YANSIMALARI

Optik Ürünler Sektörü içerisindeki faaliyetler, sektörün kendine has yapısı ve ülkemizde ve dünyada yaşanan gelişmeler neticesinde sık sık Rekabet Hukuku’nun uygulama alanına dahil olmaktadır. Bu durum Rekabet Hukuku hükümlerinin sektöre amacına uygun şekilde uygulanmasında optik sektörünün tahlilini zorunlu kılmaktadır.

Optik ürünler sektörünün Türkiye’de günümüzdeki durumuna ve gereksinimlerine büyüme odaklı bir yaklaşım sektörün gelişmesi ve Rekabet Hukuku’nun sektöre uygulanması için gereklilik arz etmektedir.

 

Rekabet Hukukunun Kapsamı

Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun “Kanun” Kapsam başlıklı 2.maddesi, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde mal ve hizmet piyasalarında faaliyet gösteren teşebbüsleri, bu piyasaları etkileyen teşebbüslerden ayrı tutmamış, bu teşebbüsleri, kendi ülkesinden bağımsız, yabancı ülke mevzuatına göre kurulmuş olsalar dahi Türkiye sınırları içinde veya dışında, Türkiye’deki piyasalardaki rekabeti etkileyebilecek davranışlarında Türk Rekabet Hukuku mevzuatına tabi kılınmışlardır.

Bu kanuna ve mevzuata aykırı davranan teşebbüsler, Rekabet Kurumu’na yapılacak bir şikayet  ve bu şikayetin Kurumca incelemeye şayan bulunması halinde, Kurum tarafından soruşturmaya tabi tutulmakta ve neticesinde rekabeti ihlal ettiği ya da edebileceği davranışları tespit edilerek teşebbüsten savunması talep edilmekte ve nihayetinde Kurum’un verdiği karar ile idari para cezası dahil yaptırımlara tabi olmaktadırlar.

 

Rekabet Kurumu’nun 4054 Sayılı Kanun’un verdiği yetki ile yürüttüğü soruşturmalar dahilinde yaptığı rekabeti bozucu, engelleyici ve kısıtlayıcı eylem tespiti, inceleme konusu davranışın gerçekleştiği piyasanın yapısına ve güncel şartlara uygun nitelikte olmalıdır. Aksi halde Rekabet Hukuku’nun, günümüzde geçerliliğini yitirmiş geleneksel anlayışlar çerçevesinde uygulanması, Rekabet Hukuku’nun asli ve evrensel hedefi olan toplumsal refahın gerçekleşmesini olumsuz yönde etkileyecektir.

 

Yabancı Sermaye Ve Rekabet Hukuku Bağlamında Optik Ürünler Sektörü

Rekabet Kurumu, 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun tarafından belirlenen sınırlar içerisinde, piyasalarda meydana gelen, rekabeti bozucu nitelikteki tek yanlı eylemler, çok yanlı eylemler ile birleşme ve devralmaları denetlemekte ve söz konusu davranışlara karşı yaptırımlar uygulamaktadır. Kurum, optik ürünler sektörünü kurala bağlayan bir kamu kurumu olmaması sebebi ile sektörde yaşanılan gelişmeleri, kendilerine gelen şikayetler ve re’sen tahkikata konu ettiği davranışlar kadarıyla takip edebilmektedir. Buna rağmen; optik ürünler sektöründe faaliyet gösteren çok sayıda teşebbüsün olmaması sebebiyle sektörden teşebbüslere yansıyan payların yüksek miktarda olması ve bir tedarik zinciri içerisinde üretici, dağıtıcı ve satıcı olarak konumlanan piyasa aktörlerinin bulunmasından dolayı Rekabet Kurumu optik ürünler sektörüne aşina olarak soruşturma ve kovuşturmaları tetkik etmektedir.

Optik ürünler sektörü içerisindeki davranışların Rekabet Hukuku bakımından değerlendirilmesinde, sektörün günümüzdeki ve ülkemizdeki mevcut konumunun tahlili büyük önem arz etmektedir. Sektörün tahlili yapılırken; optik ürünlerinin, teknolojik gelişme ve sektördeki mesleki eğitime sahip çalışan ve işveren miktarı, kamu sağlığı faktörü, devlet yardımları ve yabancı yatırımların ekonomik büyümeye katkısı ile ilişkisi üzerinde durulmalıdır.

 

Teknolojik Gelişme

Temelleri 13. yüzyıla dayanan ve çok uzun bir süre yalnızca görme bozukluğu yaşayan yaşlı insanların ihtiyaçlarını karşılamak amacı ile üretilen ve kullanılan ürünlerden ibaret olan optik ürünler sektörü, günümüzde teknolojik gelişmeler neticesinde ürün çeşitliliği ve ürün niteliği hususunda büyük ilerleme kaydetmiştir.

Günümüzde optik ürünler, kabaca sert dokulu-yumuşak dokulu, kısa süreli kullanım-uzun süreli kullanım, uzun yol için kullanım- günlük kullanım, gündüz kullanımına uygun-gece kullanımına uygun, tek akslı-birden fazla akslı şeklinde kullanım amaçlarına, imal edildikleri maddelere, yapımında uygulanan tekniklere göre bir çok farklı ayrıma tabi tutulabilmektedirler. Tüm dünyada meydana gelen teknolojik gelişmeler ve küreselleşme neticesinde, optik ürünler, farklı ihtiyaç ve talepleri karşılayabilecek nitelikte ve çeşitliliktedirler.

Optik ürün teknolojilerinin geliştirilmesi noktasında Türkiye piyasasında ciddi bir eksiklik söz konusudur. Günümüzde diğer tüm sektörlerde olduğu gibi optik ürünler sektöründe de büyük yatırım gerektirmeyen basit nitelikteki teknolojik gelişmeler sağlanmıştır. Haliyle, teknolojik ilerlemenin sağlanması için büyük çaplı AR/GE çalışmaları önem kazanmakta ve bu çalışmalara ancak yeterli ekonomik güce sahip olan teşebbüsler büyük yatırımlar yapabilmektedir. Dolayısıyla küreselleşen dünyada, insanların değişen ihtiyaçlarını ve taleplerini karşılayabilecek teknolojik ilerlemenin sağlanabilmesi için büyük ekonomik güce sahip teşebbüslerin varlığı gereklilik olmaktadır. Ve bu teşebbüslerin Rekabet Hukuku açısından değerlendirilmesinde klasik rekabet anlayışları değil, günümüz şartlarına uyum sağlayabilen dinamik etkinlik odaklı görüşler göz önüne alınmalıdır.

 

Mesleki Eğitim

Türkiye’de optik ürünler sektörü, optik alanında eğitime haiz nitelikli işveren ve çalışanların olmaması, günümüzde etkinliğini yitirmiş geleneksel usta-çırak ilişkisinin devam ettirilmeye çalışılması gibi sebepler ile optik sektöründeki teknolojik gelişmeleri yeterince takip edememektedir.

Optik alanında faaliyet gösterecek eğitimli ve bilgili çalışan ve işverenler yetiştirmek amacıyla önlisans eğitimleri açılmıştır. Ancak sektördeki teşebbüslerin çoğunlukla küçük işletmelerden oluşması, çok fazla kişi istihdam etmemeleri gibi sebepler ile eğitime olan talep fazla olmamış, eğitim amacına ulaşamamıştır. Sektör içinde çoğunlukla usta-çırak ilişkisi içerisinde mesleki deneyim edinmiş ancak optik alanında eğitim almamış işveren ve çalışanlar bulunmaktadır. Bu sebepler göz önüne alındığında sektör içerisinde yeterince eğitimli kişi olması, dolayısıyla sektör içerisinde, insanların değişen ihtiyaç ve taleplerini karşılayabilecek nitelikteki optik ürünlerinin meydana getirilmesi için gerekli olan teknolojik ilerlemenin gerçekleşmesi mümkün görünmemektedir.

Yabancı sermaye ile sağlanacak istihdam fırsatları ve optik alanında eğitimli ve uzman kişilerin Türkiye’de etkinliğinin artması optik sektörünün çıkmaza giren nitelikli ve eğitimli çalışan sorunu ortadan kaldıracaktır.

 

Devlet Yardımları

4054 sayılı Kanun’da devlet yardımlarına ilişkin kısıtlayıcı bir hüküm bulunmamakla birlikte ilgili Kanun’un 7. Maddesindeki düzenleme ile yasaklanan, birleşme ve devralma yolu ile hakim duruma gelmeye yönelik davranışlar hakkındaki hüküm kıyasen devlet yardımları ile hakim durum yaratılmasına yönelik eylemlere de uygulanabilmektedir.

Devlet yardımlarına ilişkin 6015 sayılı Devlet Desteklerinin İzlenmesi ve Denetlenmesi Hakkında Kanun hükümlerinin özenle uygulanmaması halinde ortaya çıkacak durum rekabete aykırılık teşkil edebilecek dolayısıyla toplum refahının sağlanmasına olumsuz etki edebilecektir.

 

Kamu Sağlığı

Optik ürünler, alelade ürünler değillerdir. 29001 Sayılı Tibbi Cihaz Satiş, Reklam, Tanıtım Yönetmeliği’nin “Kapsam” başlıklı 2. maddesince tıbbi cihaz olarak değerlendirilmişlerdir. Bu sebeple optik ürünlerine ilişkin yapılacak ekonomik değerlendirmeler beraberinde kamu sağlığı hususunu da getirmektedir. Kamu sağlığı, tıpkı genel ahlak ve hukuk kurallarına aykırılık gibi kişilerin serbestçe hareket etmelerini engelleyen bir husustur ve devlet tarafından denetlenmektedir. Optik ürünleri sektörüne dair yapılacak her türlü etki değerlendirmesinde de, kamu sağlığı, yetkili kurumlarca denetlenmekte, yapılan faaliyet kamu sağlığını olumsuz etkileyecek nitelikte ise o faaliyete izin verilmemekte veya faaliyet durdurulmakta yahut da faaliyete olumsuz etkinin ortadan kaldırılması koşulu ile izin verilmektedir.

Kamu sağlığı faktörü, diğer tıbbi cihazlarda olduğu gibi optik ürünlerinde de teknolojik ilerleme ile doğrudan ilişkilidir. Teşebbüsler, ürünleri, tercih edilebilirliği artırmak amacıyla, insan sağlığına olabildiğince zararsız olacak nitelikte geliştirmek için çabalamak zorundadırlar. Bu durum, ürünün yapıldığı maddeler ve yapım tekniklerinin farklılaştırılması ile gerçekleştirilebilecek olması sebebiyle yüksek maliyetli bir faaliyettir. Bu sebeple teşebbüslerin bu faaliyetleri gerçekleştirebilmeleri için büyük miktarlarda AR/GE yatırımları yapmaları gerekmektedir. Dolayısıyla büyük ekonomik güce sahip teşebbüsler bu konuda öne çıkmaktadırlar.

Sonuç olarak insan sağlığına, dolayısı ile kamu sağlığına, uygun optik ürünler, yeterli ekonomik güce sahip teşebbüslerin yapacakları AR/GE çalışmaları neticesinde geliştirilebilecektir.

 

Yabancı Yatırımlar

Yerli sermayenin desteklenmesi amacıyla optik sektöründeki yerli teşebbüslere yapılacak devlet yardımları ve yabancı yatırımlara uygulanacak katı rekabet politikaları, milli kalkınmanın gerçekleştirilmesinin aksine  rekabetin bozumasına dolayısıyla ekonomik verimliliğin sağlanamamasına sebebiyet verebilmektedir

Bununla birlikte yabancı yatırımlar, ev sahibi konumundaki ülkeye; istihdam olanakları, dünyada meydana gelen teknolojik gelişimlerin ülkeye transfer edilmesi ve bu yatırımlarla ülkeye gelen mesleki bilgi ve yetenek sahibi kişilerle olan mesleki iletişim ve etkileşim sonucunda, söz konusu ülkedeki optik sektöründe istihdam edilen personellerin ve sektördeki işverenlerin mesleki bilgilerinin gelişmesi gibi bir çok fayda sağlamaktadırlar. Ülkemizde, optik sektöründe var olan teknolojik ilerleme eksikliği ve optik alanında eğitimli ve nitelikli çalışan ve işveren eksikliği, yabancı yatırımlar ile sağlanabilecektir. Bu şekilde yabancı sermaye yatırımları ülkeye girişleriyle birlikte ülkedeki teknoloji ve yatırım açığını kapatarak ekonomik büyümeye katkı sağlayabilecektir.

Yine yabancı yatırımlar sonucunda ilgili piyasada artan rekabet düzeyi ile beraber yerli teşebbüslerin, rekabet etmek amacı ile piyasaya giren teşebbüsleri örnek alması ile yerli teşebbüslerin de gelişmesine katkı sağlanmaktadır. Optimum rekabet düzeyinin gerçekleşmesiyle beraber diğer endüstrilerin de gelişmesi sağlanacaktır. Dolayısıyla ekonomik etkinlik sağlanmış olacaktır.

 

SONUÇ

Optik ürünler sektöründe; optik alanında eğitimli ve bilgili çalışan ve işverenlerin artırılması ve yetiştirilmesi, optik ürün teknolojisinde dünyada meydana gelen gelişmelerin takip edilmesi ve ülkemize getirilmesi, aslen tıbbi cihaz olarak kabul edilen optik ürünlerinin kamu sağlığını tehdit etmeyecek hale getirilmesinin sağlanması gerekmektedir.

Bu sebeplerle dinamik ve ekonomik etkinliğin sağlanması için optik sektöründe yabancı yatırımların desteklenmesi gerekmektedir. Bununla birlikte, Rekabet Hukuku kurallarının optik sektöründeki teşebbüslere uygulanmasında, sektörün mevcut konumu, eksikleri ve gerektirdikleri göz önüne alınmalı, geleneksel ve katı yaklaşımlardan ziyade dinamik etkinliğin sağlanması bağlamında günümüz ekonomik dünyasına uygun amaçsal yaklaşımlar tercih edilmelidir.

 

Av. Suat Şimşek -Managing Partner

Av. Burak Oğulcan Saygılı -Attorney at Law

Yorum Bulunamadı

Yorum Yapın