Facebook

LinkedIn

Copyright 2019 Limon Kreatif.
Tüm Hakları Saklıdır.

8:30 - 18.30

Çalışma Saatlerimiz Hafta İçi

0 (216) 504 07 00(Pbx)

Bir Telefon Kadar Yakındayız

Facebook

Twitter

Menu
 

5193 SAYILI KANUN VE 28886 SAYILI YÖNETMELİK İLE DİĞER KANUNLARDA YER ALAN OPTİSYENLİĞE İLİŞKİN HÜKÜMLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Eke&Şimşek Uluslararası Hukuk ve Danışmanlık Bürosu > Genel  > 5193 SAYILI KANUN VE 28886 SAYILI YÖNETMELİK İLE DİĞER KANUNLARDA YER ALAN OPTİSYENLİĞE İLİŞKİN HÜKÜMLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ

5193 SAYILI KANUN VE 28886 SAYILI YÖNETMELİK İLE DİĞER KANUNLARDA YER ALAN OPTİSYENLİĞE İLİŞKİN HÜKÜMLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Optik sektörüne ilişkin uyuşmazlıklar, sektörün kendine has yapısı sebebiyle birçok hukuk alanının konusu olmaktadır. Türk Hukukunda optisyenliğe ve optik sektörüne ilişkin düzenlemeler 5193 sayılı Optisyenlik Hakkında Kanun[1] ile 28886 sayılı Optisyenlik Müesseseleri Hakkında Yönetmelikte[2] yer almaktadır. Bununla birlikte çeşitli kanun ve yönetmeliklerde de sektöre ve optisyenliğe ilişkin düzenlemeler bulunmaktadır.

Bu çalışmada, optik sektörüne ilişkin uyuşmazlıkların çözümünde kolaylık sağlaması amacıyla, 5193 sayılı Kanun ve 28886 sayılı Yönetmelikte yer alan düzenlemeler, diğer kanun ve yönetmeliklerde yer alan hükümler de göz önünde tutulmak sureti ile incelenecektir.

 

Optik Sektörü

Optik sektörü; göz kusurları ve çeşitli göz sağlığı sorunlarının giderilmesi ve estetik gibi çeşitli amaçlar ile gözlük, lens ve bunların muadili veya tamamlayıcısı niteliğindeki optik ürünlerinin, ferdi sağlık ve kamu sağlığı göz önünde tutulacak biçimde üretimini, onarımını, dağıtımını ve bu ürünlerin ihtiyaç ve talep sahiplerine tedarik edilmesi faaliyetlerini kapsayan bir sektör olarak tanımlanabilir.

 

Tarihi ve Gelişimi

Camlara şekil verilerek görme kusurlarının giderilmesi amacıyla gözlüğün icadının tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber, 13. Yüzyılda Avrupa’da gözlük kullanımının yaygınlaşması optik sektörünün başlangıcı olarak kabul edilmektedir.

19. yüzyıla dek gözlük teknolojisinde büyük gelişmeler kaydedilmiş, 1888 yılında Adolf Gaston Eugen Fick’ın kontak lensi icat etmesi ile, modern optik sektörünün temel hali meydana gelmiştir. 19. yüzyılda optik sektörü; üretimi, dağıtımı ve perakende ağları ile birlikte başlı başına bir endüstriye dönüşmüştür. Optik ürünler, iletişim teknolojilerinin gelişmesi ile birlikte, görme kusurlarının giderilmesinin yanında estetik sebeplerle de yoğun bir şekilde talep edilmeye başlanmıştır.[3]

 

Ülkemizde Optik Sektörüne İlişkin Yasal Düzenlemeler

Tarihsel süreçte optik teknolojisi ve sektöründe yaşanan gelişmeler neticesinde ülkemizde de optik sektörünü düzenleyici yasal faaliyetler gerçekleştirilmiştir. Bu amaçla 30.12.1940 tarihinde 3958 sayılı Gözlükçülük Hakkında Kanun, Resmî Gazete’de yayımlanmıştır. Bu kanun ile, gözlükçülük mesleği ile ilgili ilk yasal düzenlemeler toplam 18 madde çerçevesinde düzenlemiştir.

3958 sayılı Kanun’un optik sektöründe yaşanan değişim ve gelişim ile birlikte değişen sektör şartlarına uyum sağlayamaması sebebiyle düzenlenen ve hala yürürlükte olan 5193 Sayılı Optisyenlik Hakkında Kanun 22.06.2004 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Optisyen unvanının kullanılması, optisyenlik mesleğinin icra edilmesi ve optisyenlik müessesesinin açılması ve işletilmesiyle ilgili usul ve esasları düzenleyen bu kanunun düzenlenmesi, genel gerekçesinde de belirtilmiş olduğu üzere, gözlükçülüğün, uluslararası kabul gören şekilde optisyenlik olarak yeniden tanımlanması ve optisyenlik alanındaki hizmetin kalitesinin arttırılması amaçlarını da taşımaktadır.

5193 sayılı Kanun’dan dayanağını alan[4], 18.01.2014 tarihinde resmî gazete de yayımlanan 28886 sayılı Optisyenlik Müesseseleri Hakkında Yönetmelik ile, optisyen unvanının kullanılmasına, optisyenlik mesleğinin icra edilmesine, optisyenlik müesseselerinin açılması, faaliyetleri ve sahip olmaları gereken şartlara, optisyenlik müessesesinin denetimine, tanıtım ve reklamlarına, tutulacak defterlere ilişkin usûl ve esaslar düzenlenmiştir.[5]

Yine 5193 sayılı Kanun’dan dayanağını alan 30783 sayılı Türk Optisyen-Gözlükçüler Birliği Yönetmeliği ile optisyen-gözlükçüler odaları ve Türk Optisyen-Gözlükçüler Birliği’ne ilişkin esas ve usuller düzenlenmiştir.[6]

 

Optisyenlik

“Optisyen” ifadesi, 5193 sayılı Optisyenlik Hakkında Kanun’un 3. maddesinde “Optisyenlik alanında en az ön lisans seviyesinde meslekî eğitim ve öğretim veren yüksek okul mezunu kişi” olarak tanımlanmıştır.

Kanun’un “Optisyenlik Mesleğini Haiz Kişiler” başlıklı 4. Maddesinin “Numaralı (mihraklı) gözlük camı ve gözlük çerçevesi satmak, gözlük montajı ve her türlü reçeteli lens satışı yapmak üzere optisyenlik mesleğini icra edebilmek için, optisyenlik alanında en az ön lisans seviyesinde meslekî eğitim ve öğretim veren yüksek okul mezunu olmak gerekir.” Şeklindeki 1. fıkrasından yapılacak çıkarımla, optisyenlik; numaralı gözlük camı, gözlük çerçevesi ve her türlü reçeteli lens satma ve gözlük montajı yapma faaliyetlerini sürdürmek üzere icra edilen meslek olarak tanımlanabilmektedir.

 

Optisyenlik Mesleğini Haiz Kişiler

Kanun’un 4. Maddesi ile optisyenlik mesleğine haiz kişiler düzenlenmekle birlikte, “Tabipler” başlıklı 5. Maddesi ile de göz hastalıkları uzmanı tabiplerin optisyenlik mesleğini icra edebilecekleri düzenlenmiştir. Aynı zamanda 28886 sayılı Optisyenlik Müesseseleri Hakkında Yönetmeliğin 5. Maddesinde optisyenlik mesleğini icra etmeye yetkili kişiler düzenlenmiştir.

Kanunun 4. Maddesinin 1. fıkrasında, optisyenlik alanında en az ön lisans seviyesinde meslekî eğitim ve öğretim veren yüksek okul mezunu olmak şartıyla optisyenlik mesleğinin icra edilebilmesi düzenlemesine yer verilmiştir. Aynı maddenin 2. Fıkrasında ise yurt dışında görülen eğitimin birinci fıkrada belirtilen meslekî eğitime denk olduğunun yetkili makamlarca kabul edilmiş olması şartı ile mesleğin icra edilebileceği kabul edilmiştir.

Kanun’un 5. Maddesinde “Göz hastalıkları uzmanı tabipler optisyenlik müessesesi açarak optisyenlik yapabilirler. Ancak optisyenlik yaptıkları sürece tabiplik yapamazlar.” İfadesine yer verilerek, göz hastalıkları uzmanı tabiplerin, optisyenlik eğitimi almış olmamalarına rağmen, göz hastalıkları konusunda aldıkları tıbbi eğitimler yeterli görülerek, belli şartlar altında optisyenlik mesleğini icra edebilecekleri düzenlenmiştir.

Yönetmeliğin 5. Maddesindeki düzenlemede 5193 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi uyarınca gözlükçülük ruhsatnamesine sahip olanların, optisyenlik unvanını kullanamayacak olmalarına karşın gözlükçü unvanını kullanmak sureti ile optisyenlik mesleğini icra edebilecekleri düzenlenmiştir.

 

Optisyenlik Uygulamaları

Kanun’un 6. maddesi ile optisyenlerin yapabilecekleri ve yapamayacakları uygulamalara yer verilmiştir. Bu maddenin 1. ve 3. fıkrası ile optisyenlerin yapabilecekleri uygulamalar, 2., 4. ve 5. fıkraları ile optisyenlerin yasaklı oldukları faaliyetler ile optisyenlik müessesinde yapılması yasak olan uygulamalar düzenlenmiştir.

6. maddenin 1. fıkrasında yer alan “Optisyenler, yalnız koruyucu gözlükleri, güneş gözlüklerini ve göz hastalıkları uzmanı tabipler tarafından verilen reçetelerde yazılı numaralı gözlük camlarını, her türlü lensleri, optik görme gereçlerini ve gözlük çerçevelerini satabilirler.” ifadesi ile optisyenlerin mesleklerini icra etme kapsamında yürütebilecekleri faaliyet ve işlemler belirlenmiştir.

Aynı maddenin 3. fıkrasında yer alan “Optisyenler, gözlük veya gözlük camlarının muayene ve kontrolü veya tamiri konusunda ve reçetelerde yazılı camları çerçevelere takmak ve kişinin gözüne en uygun şekilde uygulamak için gerekli olan aletleri kullanabilirler.” ifadesi ile optisyenlerin mesleki faaliyetlerini gerçekleştirmek için gerekli olan aletleri kullanabilecekleri düzenlenmiştir.

Maddenin 2. fıkrasında “Optisyenlerin reçetesiz olarak numaralı gözlük camı satmaları, vermeleri veya tavsiye etmeleri, otorefroktometre ve keratometre gibi bilgisayarlı aletler ile olanlar da dahil olmak üzere her nevi göz ve görme muayene ve testleri yapmaları veya müesseselerinde bu işlere yarayan her türlü aletleri ve cihazları bulundurmaları yasaktır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu düzenleme ile optisyenlerin reçetesiz olarak numaralı gözlük camı satışı ve tavsiyesi yasaklanmıştır. Bununla birlikte, maddenin gerekçesinde de belirtilmiş olduğu üzere; uygulamada optisyenlerin, tabiplerin yetki sahasına giren “bilgisayarlı göz muayenesi” gibi muayeneleri yapmaları ve bu muayenelerde kullanılacak alet ve cihazları müesseselerinde bulundurmaları da bu fıkra ile yasak faaliyetler arasında gösterilmiştir.

Maddenin 4. ve 5. fıkralarında ise, optisyenlerin bu mesleği icra ettikleri sürece, müesseselerinde başka bir mesleki faaliyette bulunamayacakları, müesseselerini muayenehane gibi kullanamayacakları ve bu müesseselerde hiçbir şekilde kontak lens uygulaması yapamayacakları hususları düzenlenmiştir.

 

Optisyenlik Müesseseleri

Optisyenlik müessesesi, yasalarda tanımı yer almamakla birlikte, basit manada optisyenlik mesleğine dair faaliyetlerin icra edileceği yer olarak tanımlanabilir. Optisyenlik müessesinin açılması ve sahip olması gereken niteliklere ilişkin düzenlemelere ilgili kanun ve yönetmeliklerde yer verilmiştir.

 

Optisyenlik Müessesesi Açmaya Yetkili Olanlar

Kanunun 7. Maddesinde, optisyenlik müesseselerinin gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişileri tarafından açılıp işletilebilecekleri düzenlenmiştir.

Yönetmeliğin 6. maddesinde optisyenlik müessesesi açmaya yetkili olan kişiler Kanun düzenlemesine paralel olacak biçimde düzenlenmiştir. Yönetmelikteki düzenleye göre yetkili olan kişiler; bizzat mesul müdürlük görevini üstlenmeleri suretiyle, optisyenler, gözlükçülük ruhsatnamesini haiz olanlar ve göz hastalıkları uzmanı tabipler ile bir optisyeni mesul müdür olarak çalıştırmaları şartıyla gerçek kişiler ve özel hukuk tüzel kişileridir.

 

Optisyenlik Müessesesi Ruhsatnamesi

Kanunun 7. maddesi ile Yönetmeliğin 7. maddesinin 1. fıkrasında optik müessesesi açacak olanların, Sağlık Bakanlığı il sağlık müdürlüklerine başvurmaları gerektiğine ilişkin düzenlemeye yer verilmiştir.

Yönetmeliğin 7. maddesinin 1. fıkrasında başvuruya ilişkin “Optisyenlik müessesesi açacak olanlar bizzat veya mesul müdürü tarafından, müessesenin açılacağı adresin, müessesenin isminin, sahip veya sahiplerinin belirtildiği ve açılma işlemlerinin başlatılmasını talep eden bir dilekçe ile il müdürlüğüne başvurur.” düzenlemesine yer verilmiştir. Ruhsatname başvurusu ve başvuru için gerekli belgeler, başvurunun değerlendirilmesi ile ilgili diğer usul ve esaslar Yönetmeliğin 7. maddesinin devamı ile Yönetmeliğin 8. Maddesinde düzenlenmiştir.

Kanunun 8. maddesinin 2. fıkrasında, optisyenlik müessesesi ruhsatnamesinin yalnızca tek bir müessese için geçerli olacağı düzenlenmiştir. Aynı maddenin 3. Fıkrası ile bu hükmün devamı niteliğinde, birden fazla optisyenlik müessesesi açılmak istenildiği takdirde, her bir müessese için ayrı optisyenlik müessesesi ruhsatnamesi alınmak zorunda olunması hüküm altına alınmıştır.

Müessesenin devri ve nakli sırasında Sağlık Bakanlığı il sağlık müdürlüklerine yapılması gereken bildirim ve başvurulara ilişkin usul ve esaslara ilişkin düzenlemelere ise Yönetmeliğin 9. maddesinde yer verilmiştir.

 

Optisyenlik Müesseselerinin Açılamayacağı Yerler

Kanunun 9. maddesinin 2. fıkrasının “Optisyenler ile göz hastalıkları uzmanı tabipler, vergi mükellefiyetleri ayrı olsa bile, aynı mekânda veya iç giriş kapıları veya iç bağlantıları bulunan müesseselerde birlikte mesleklerini icra edemez.” şeklindeki ilk cümlesi, madde gerekçesinde de belirtildiği gibi tabiplik ve optisyenlik mesleğinin kötüye kullanılması ve haksız rekabet şeklinde ortaya çıkan durumları önlemek amacıyla tabip ve optisyenlerin mesleklerini aynı müessesede icra etmelerini yasaklamıştır.

Kanunun geçici 2. maddesinde belirtildiği üzere; bu kanunun yürürlüğe girdiği 26.06.2004 tarihinden önce gözlükçülük ruhsatnamesini haiz olup aynı mekânda eczacılık ve/veya saatçilik faaliyetlerini birlikte yapanların kazanılmış hakları saklı olmakla birlikte bu hakları, işyerlerinin nakli halinde de devam edecektir.

Yönetmeliğin 11. maddesinde “Göz hastalıkları uzmanı tabiplerin mesleğini icra ettiği özel muayenehane, sağlık kurum ve kuruluşlarının bulunduğu bina, müştemilatı ve hizmet veren sağlık tesisine ait, sağlık imarlı alanı ile market ve süpermarket bünyesinde optisyenlik müessesesi açılamaz.” ifadesine yer verilmiştir. Kanunun 9. maddesinin 2. fıkrasının 2. Cümlesinde yer alan düzenlemeye paralel şekildeki bu düzenleme ile optisyenlik müesseselerinin açılamayacağı yerler hüküm altına alınmıştır.

Yönetmeliğin geçici 1. maddesinde düzenlemesi doğrultusunda, Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği 18.01.2014 tarihinden önce; market ve süpermarketler bünyesinde ruhsatlandırılmış olan optisyenlik müesseseleri devredilemeyecek ancak nakledilebilecektir.

 

Optisyenlik Müessesesinin Sahip Olması Gereken Fiziksel ve Diğer Şartlar

Optisyenlik müesseselerinin sahip olması gereken, kullanım alanı, bağlantı ve kapı, hijyen, havalandırma, ışıklandırma, ısınma sistemleri ve akar su tertibatı ile ilgili fiziki şartlar Yönetmeliğin 10. maddesinde belirtilmiştir. Maddenin son bendinde ise, müesseseye ve çalışanlarına ait diploma, belge ve ruhsatnamelerin, müessesede vatandaşların görebilecekleri bir yere asılması hükme bağlanmıştır.

Bunlar ile birlikte Yönetmeliğin 1. Ekinde, optisyenlik müesseselerinde bulunması zorunlu asgari araç gereç listesine yer verilmiştir.[7]

 

Optisyenlik Müessesesinin İsmi ve Tabelası

Optisyenlik müessesesinin isminin ve tabelasının düzenlenmesine ilişkin sınırlar, usul ve esaslar Kanunun 11. Maddesi hükmüne paralel olacak biçimde, Yönetmeliğin 12. maddesinde düzenlenmiştir.

Bu düzenlemeye uyulmaması halinde, ilgili Kanun ve Yönetmelikte öngörülen yaptırımlarla birlikte, ortaya çıkacak haksız rekabet hususunda 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 56., 57., 58. ve 61. maddelerinde düzenlenen hukuki sorumluluğa dair düzenlemeler ile aynı kanunun 62. ve 63. maddelerinde düzenlenen cezai sorumluluğa dair düzenlemeler uygulama alanı bulacaktır.

 

Optisyenlik Müessesesi Çalışanları

Mesul müdür, Kanunun 9. maddesi düzenlemesi gereği optisyenlik müessesesinde bulunmak zorundadır. Mesul müdür haricinde, Yönetmeliğin 17. maddesinin 1. fıkrası düzenlemesi doğrultusunda başka optisyen veya gözlükçü ruhsatnamesi olan kişiler optisyenlik müessesesinde çalışabilmektedir. Bu kişilerin müessesede çalışabilmeleri, haklarında Yönetmelik ek-3’te yer alan personel çalışma belgesi düzenlenmesiyle mümkündür.

Yönetmeliğin 17. maddesinin 2. fıkrasında ise, optisyenlik müessesesinde, optisyenlik mesleği haricindeki işleri yürütmek üzere yeteri kadar personel çalıştırılabileceği düzenlenmiştir.

 

Mesul Müdür

Kanunun 8. Maddesindeki düzenlemeye paralel olarak Yönetmeliğin 13. maddesinin 1. fıkrasında, her optik müessesesinde optisyenlik mesleğini icra etmeye haiz bir kişinin mesul müdür olarak çalışması zorunluluğuna yer verilmiştir.

Mesul müdürün görev ve yetkilerine Yönetmeliğin 13. maddesinin 2. fıkrasında yer verilmiştir. Bu düzenlemeye göre mesul müdürün görevleri; optisyenlik müessesesinin ruhsatlandırılması işlemlerini yürütmek, müessesedeki personel, fiziki veya ruhsatname verilmesine ilişkin değişiklikleri il müdürlüğüne bildirmek, optisyenin ayrılması durumunda, çalışma belgesini il müdürlüğüne iade etmek, müessesenin hizmetlerinin Kanuna ve Yönetmeliğe uygun şekilde yürütülmesini sağlamak, müessese adına düzenlenen belgeleri onaylamak, Müessesenin kayıtlarının ve defterlerinin düzenli tutulmasını ve muhafazasını sağlamak ve denetimde istenen belgeleri denetim elemanlarına sunmak, staj yapan Optisyenlik Programı öğrencilerinin çalışmalarını düzenlemek ve değerlendirmek ile Kanunda ve Yönetmelikte öngörülen diğer görevleri yerine getirmektir.

Kanunun 8. maddesinin 3. ve 4. fıkralarında düzenlendiği üzere; mesul müdürün, tek bir optisyenlik müessesesinde mesul müdürlük görevini yerine getirebilecek olması sebebi ile birden fazla müessesenin var olduğu hallerde, her müessese için ayrı bir mesul müdür bulundurulması zorunludur.

 

Geçici Mesul Müdür

Kanunun 9. maddesinde “Optisyenin, mesleğini icra ettiği müessesede bizzat bulunması esastır.” İfadesine yer verilmiş ve aynı kanunun 10. maddesinde bu durumunun istisnası niteliğindeki haller düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere paralel olarak Yönetmeliğin 14. ve 15. maddeleri ile mesul müdürün kısa süreli ayrılması ve geçici mesul müdür tayinini gerektiren hallere ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir.

Mesul müdür yılda 30 gün izin kullanabilmektedir. Bu süre içerisinde müessesenin reçeteli optik ürün satışına devam edebilmesi için, geçici mesul müdürün Sağlık Bakanlığı il sağlık müdürlüğüne bildirilmesi gerekmektedir.

Müesseseler, Kanunun 10. maddesinde yer alan istisna hükümlerine paralel olarak düzenlenen Yönetmeliğin 15. maddesinde belirtilen hallerinde geçici bir mesul müdür tayin etmek ve bu mesul müdürü il sağlık müdürlüğüne bildirmek sureti ile faaliyetlerine devam edebilmektedirler. Bu haller şunlardır;

“a) Milletvekili veya belediye başkanı seçilenler ile askerlik hizmeti sebebiyle silâhaltına alınanlar, bu görev veya hizmetleri süresince,

b) Hürriyeti bağlayıcı ceza ile mahkûm olanlar, cezanın infazı süresince,

c) Hastalık ve sair zorlayıcı veya kabul edilebilir sebeplerden dolayı, bir aydan fazla müesseselerinin başında bulunamayacak olanlar, bu mazeretleri süresince,

ç) Hacir altına alınanlar, vasilerinin talebi üzerine, hacir altında bulundukları sürece”

Mesul müdürün görevine son verilmesi, istifası, mesul müdürlük şartlarını herhangi bir şekilde kaybetmesi veya vefatı gibi hallerde ise yine Yönetmeliğin 15. maddesinde yer alan usullere uygun şekilde mesul müdür tayin edilmesi ve Sağlık Bakanlığı il sağlık müdürlüğüne bildirilmesi yoluyla müesseseler faaliyetlerine devam edebilecektir.

 

Kayıt

Kanunun “Kayıt” başlıklı 12. maddesinin “Optisyenler müesseselerinde mahallin en yüksek sağlık idaresince yaprak adedi tasdikli bir defter tutmaya ve bu deftere sıra numarasıyla ve tarih sırasıyla reçeteleri ve sahiplerinin isimlerini kayda mecburdurlar.” şeklinde çerçevesini çizdiği müesseselerin kayıtları ile ilgili usul ve esaslar Yönetmeliğin 18. ve 19. maddeleri ile düzenlenmiştir.

Yönetmelik 18. maddesi düzenlemesi doğrultusunda müessesenin, yazılı kayıt sisteminin bulunması zorunludur ve bu husustan mesul müdür sorumludur. Ayrıca kayıtlar bilgisayar aracılığı ile tutulabilmekte ancak bu, yazılı kayıt sistemi zorunluluğunu ortadan kaldırmamaktadır.

Yönetmeliğin 19. maddesince yapılan düzenleme gereğince müessesede, aynı yönetmeliğin ek-4’te gösterilen ve il sağlık müdürlüğünce yaprak adedi tasdik edilmiş reçete kayıt defteri kullanılması zorunludur. Bu kayıtlar da elektronik ortamda tutulabilmekte ve gerekli önlemler alındığı takdirde yazılı kayıt zorunluluğu ortadan kalkmaktadır.

 

Denetim

Kanunun “Denetim” başlıklı 13. maddesindeki “Optisyenlik müesseseleri, Bakanlığın ve mahallin en yüksek sağlık idaresinin teftiş ve denetimine tabidirler.” ifadesi doğrultusunda optisyenlik müesseselerinin tabi oldukları denetimin usul ve esasları Yönetmeliğin 26. maddesince düzenlenmiştir.

Yönetmeliğin 26. maddesi düzenlemesince optisyenlik müesseseleri, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu veya Sağlık Bakanlığı İl Sağlık Müdürlüğünce oluşturulan bir ekip tarafından yılda en az iki kez olağan denetime tabi tutulmaktadır. Şikâyet, soruşturma veya kurumun talebi üzerine olağan dışı denetimler de yapılabilmektedir.

Yapılan denetim ile ilgili tespitler ve sonuçlar, müesseseye ait denetim defterine kaydedilmek zorundadır.

 

Optisyenler ve Optisyenlik Müesseselerinin Tanıtım ve Reklam Faaliyetleri

Optisyenlik müesseselerinin reklam ve tanıtım faaliyetlerine 5193 sayılı Kanunda açıkça yer verilmemiş olması uygulamada çeşitli sorunlara sebep olmakta ve bu sorunların çözümüne ilişkin hukuki görüş ayrılıkları yaşanmaktadır.

Söz konusu sorunların çözümüne yönelik görüşlerden ilki, 5193 sayılı Kanunda reklama ilişkin hükümler bulunmaması sebebiyle konu ile ilgili diğer kanun ve yönetmeliklerde yer alan hükümlerin uygulanması gerektiğini öne sürmektedir.

Bizim de katıldığımız diğer görüşe göre ise; 1982 Anayasasının 124. maddesi düzenlemesi gereği kanunca düzenlenen bir hükmün idare tarafından yapılan bir düzenleme ile aksinin kararlaştırılamayacağından hareketle 5193 sayılı Kanun’da optisyenlik müesseselerinin yapacakları reklam ve tanıtım faaliyetleri hususuna dair hüküm bulunmaması, bu kanunda unvan kullanımına ilişkin gerçeğe aykırı reklam yapılmasını yasaklayan 11. madde hükmü ile birlikte değerlendirildiğinde, 5193 sayılı Kanun’un optisyenlik müesseselerinin reklam faaliyetlerini serbest kıldığı sonucuna varılmaktadır.

28886 sayılı Yönetmeliğin, 5193 sayılı Kanunun tamamlayıcısı niteliğinde olduğu göz önüne alındığında, bu yönetmelikte optisyenlik müesseselerinin reklam ve tanıtım faaliyetleri hususunda, yalnızca, 24. maddedeki gerçeğe aykırı reklam yapılmasını yasaklayan hükme yer verilmesi de bizim de katıldığımız bu görüşü destekler niteliktedir.

Çalışmanın amacını gerçekleştirmek adına, optisyenlik müesseselerinin yapacağı reklam ve tanıtım faaliyetlerine ilişkin 5193 sayılı Kanun ile 28886 sayılı Yönetmelik hükümleri ile birlikte konu ile ilgili olabileceği öne sürülen diğer kanun ve yönetmeliklerde yer alan hükümler de incelenecektir.

 

5193 sayılı Optisyenlik Hakkında Kanun Bakımından

Optisyenliğe ilişkin temel kanun olan 5193 sayılı Optisyenlik Hakkında Kanunun, “Optisyenlik unvanı” başlıklı 11. maddesi “Optisyen unvanını haiz olarak müessese açmış olanlar, yalnız optisyen unvanını kullanabilirler. Başka bir unvan kullanmaları veya gerçeğe uymayan reklam yapmaları yasaktır.” şeklindeki düzenlenmiştir. Bu hüküm ile optisyenlerin gerçekte sahip olmadıkları unvanları kullanmaları ve gerçeğe aykırı reklam yapmaları yasaklamıştır. Bu düzenleme, Türk Ticaret Kanunu’nun haksız rekabete sebebiyet verecek dürüstlük kuralına aykırı davranışlar kapsamında değerlendirdiği 55. maddesinin 1-a-3 sayılı “Paye, diploma veya ödül almadığı hâlde bunlara sahipmişçesine hareket ederek müstesna yeteneğe malik bulunduğu zannını uyandırmaya çalışmak veya buna elverişli doğru olmayan meslek adları ve sembolleri kullanmak” şeklindeki hükme paralellik arz etmektedir.

11. maddede yer alan hüküm; “Optisyenlik unvanı” şeklindeki madde başlığı ile birlikte değerlendirildiğinde, Kanunun yalnızca optisyenlik unvanına sahip olanların başka bir unvan kullanmalarını ve bu suretle gerçeğe aykırı reklam yapmalarını düzenlediği görülmektedir. Bu hükmün mefhum-u muhalefet yolu ile yapılacak lafzi yorumundan, Kanunun optisyenlerin, optisyenlik unvanı dışında, haiz olmadıkları bir unvan ile gerçeğe aykırı reklam yapmaları dışındaki reklam faaliyetlerine ilişkin bir düzenleme yapmamakla bu faaliyetleri serbest bıraktığı çıkarımı yapılabilmektedir.

Açıkça görüldüğü üzere 5193 sayılı Kanunda, optisyenlik müesseselerinin reklam ve tanıtım faaliyetlerine ilişkin herhangi bir düzenleme yer almamaktadır.

 

28886 sayılı Optisyenlik Müesseseleri Hakkında Yönetmelik Bakımından

Optisyenlik müesseselerin tanıtım ve reklam faaliyetleri hususuna 28886 sayılı Yönetmelik’in “Tanıtım ve reklam” başlıklı 24. maddesinde yer verilmiştir. Bu madde; 1. fıkrasındaki “Optisyenlik müesseselerinin gerçeğe aykırı reklâmı yapılamaz.” hükmü ile 2. fıkrasındaki “Optisyenlik müesseseleri tabelaları, vitrinleri ile basılı ve elektronik ortam materyallerinde, ruhsatnamesinde kayıtlı optisyenlik müessesesi ismi dışında başka bir isim kullanamaz. Müessese vitrininde faaliyeti ile ilgili bilgileri, satışını yaptığı optik ürünler ile bu ürünlerin fiyatları ve anlaşma yapılan kurumların isimleri belirtilebilir.” hükmünden oluşmaktadır.

Bu madde ile 5193 sayılı Kanunun 11. maddesi hükmünden farklı olarak optisyenlerin değil optisyenlik müesseselerinin reklam ve tanıtım faaliyetleri hüküm altına alınmıştır.

Maddenin 1. fıkrası ile optisyenlik müesseselerinin gerçeğe aykırı reklamının yapılması yasaklanmıştır. Bu hüküm Türk Ticaret Kanunu’nun 55. Maddesinin 1-a-2. hükmü ile 10.01.2015 tarih ve 29232 sayılı Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliğinin 7. maddesine paralellik arz etmektedir. Bu fıkradan mefhum-u muhalefet yolu ile yapılacak yorumla, Yönetmeliğin, optisyenlik müesseselerinin gerçeğe aykırı olmamak şartı ile reklam yapmalarını serbest bıraktığı anlaşılmaktadır.

Maddenin 2. Fıkrasının ilk cümlesi, Kanunun optisyenlik unvanına ilişkin reklam faaliyetlerine yer verilen 11. maddesi hükmünün optisyenlik müesseselerine yansımız şekli olarak değerlendirilebilir. Bu hüküm ile müessesenin; tabela, vitrin ve basılı ve elektronik materyallerinde müessesenin kendi ismi dışında bir isim kullanması yasaklanmıştır. Fıkranın 2. cümlesinde ise, müessesenin vitrininde belirte bileceği bilgiler düzenlenmiştir.

 

29001 sayılı Tıbbi Cihaz Satış, Reklam ve Tanıtım Yönetmeliği Bakımından

15.05.2014 tarih ve 29001 sayılı Tıbbi Cihaz Satış, Reklam ve Tanıtım Yönetmeliği 2. maddesinde optisyenlik müesseselerinin bu yönetmelik kapsamına alınmadığı belirtilmiş olmasına rağmen aynı maddenin devamında yer verilen “Ancak bu yerlerde piyasaya arz edilen veya bu yerler vasıtasıyla piyasada bulundurulan tıbbi cihazların uzaktan iletişim aracı vasıtasıyla ticareti, reklamı, bilgilendirme, klinik destek ve tanıtım faaliyetleri ile Kurumca belirlenen kayıt ve bilgi yönetim sistemlerine yönelik kayıt işlemleri bu Yönetmelik kapsamındadır.” ifadesiyle tıbbi cihaz niteliğini haiz optik ürünlerinin, uzaktan iletişim araçları ile ticareti ile klinik destek ve tanıtım faaliyetlerinin bu Yönetmelik kapsamına girdiği ifade edilmiştir.

29001 sayılı Yönetmeliğin 9. maddesinin 5. fıkrasındaki düzenleme ile optisyenlik müesseselerinde satışı, uyarlaması veya uygulaması yapılan tıbbi cihazların, uzaktan iletişim aracı vasıtası ile veya doğrudan satış ile tüketiciye hitaben piyasaya arzı, piyasada bulundurulması veya ticareti yasaklanmıştır.

Aynı yönetmeliğin 15. maddesinin 2. fıkrasındaki düzenleme ile optisyenlik müesseselerinde satışı, uyarlaması veya uygulaması yapılan tıbbi cihazların, tüketiciye hitaben doğrudan veya dolaylı reklamının yapılması yasaklanmıştır.

Bu yönetmeliğin 26. maddesinin 11. fıkrasında ise bahsi geçen yasaklara aykırılık halinde uygulanacak yaptırımlar düzenlenmiştir.

Optisyenlik müessesesinde satışı veya onarımı yapılan ürünlerin hangilerinin tıbbi cihaz kapsamına girdiği, hangilerinin tıbbi cihaz kapsamına girmediği hususu, bu yönetmelik ile birlikte 01.05.2019 tarih ve 30761 sayılı Kişisel Koruyucu Donanım Yönetmeliği hükümlerince belirlenmiştir. Söz konusu ürünlerin çok sayıda olması göz önüne alındığında çalışmanın kapsamı dışına çıkmamak adına tıbbi cihaz kabul edilen ve edilmeyen ürünlerin ayrımına bu çalışmada yer verilmeyecektir.

 

6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun Bakımından

Bu kanun hükümleri, televizyon ve isteğe bağlı yayınlarda yayınlanacak optisyenler ve optisyenlik müesseselerine ilişkin reklam ve tanıtımlar bakımından söz konusu olabilmesi sebebiyle bu çalışma kapsamına alınmıştır.

03.03.2011 tarih ve 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un kapsamı, 2. maddesinde yer alan “Bu Kanun, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yargı yetkisi altında, her türlü teknik, usul ve araçlarla ve her ne isim altında olursa olsun elektromanyetik dalgalar veya diğer yollarla yapılan radyo, televizyon ve isteğe bağlı yayın hizmetleriyle ilgili hususları kapsar.” şeklinde ifade edilmiştir.

Bu Kanunun “Belirli ürünlerin ticari iletişimi” başlıklı 11. maddesinin 2. Fıkrasında yer alan düzenleme ile, reçeteye tabi ilaçlar ve tedaviler hakkında ticarî iletişim yapılması yasaklanmıştır. Aynı maddenin 3. fıkrasında ise, reçeteye tabi olmayan ilaçlar ve tedavilerin reklamlarının da dürüstlük ilkesi çerçevesinde, gerçeği yansıtan ve doğrulanması mümkün unsurlardan oluşacak şekilde hazırlanması gerekliliğine yer verilmiştir. Aynı maddenin 4. fıkrasında ise ilaçlar ve tıbbi tedaviler için tele-alışverişe izin verilemeyeceği hüküm altına almıştır.

 

Optisyenler ve Optisyenlik Müesseselerine İlişkin Yaptırımlar

5193 sayılı Kanun ve 28886 sayılı Yönetmelikte yer alan düzenlemelere aykırı davranışlara uygulanacak bazı yaptırımlar 5193 sayılı Kanunda yer almakla birlikte aslen 28886 sayılı Yönetmelik hükümleri ile düzenlenmiştir.

Yönetmeliğin 27. maddesinin 1. fıkrasında, yapılan denetimler sonunda, 5193 sayılı Optisyenlik Hakkında Kanuna ve Yönetmeliğe aykırı davrandığı tespit edilen müesseseler hakkında, fiillerinin durumuna göre Yönetmeliğin ek-6’daki denetleme formunda yer alan idari müeyyidelerin[8] uygulanacağı düzenlenmiştir.

27. maddenin 2. fıkrasında, Yönetmeliğe aykırı faaliyette bulunduğu tespit edilen kişiler hakkında, nitelik ve fiilin mahiyetine göre 5193 sayılı Optisyenlik Hakkında Kanun, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ve 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanacağı düzenlenmiştir.

Aynı maddenin 3. fıkrasında ise, optisyen unvanını ve gözlükçülük ruhsatnamesini haiz olmadığı halde, optisyenlik mesleğini icra edenler veya kendilerinin optisyenlik mesleğini icraya yetkili olduklarını ilân edenler hakkında, 5193 sayılı Kanunun 14. maddesi hükmünün uygulanacağı düzenlenmiştir.

 

Optisyen-Gözlükçüler Odaları ve Türk Optisyen-Gözlükçüler Birliği

Optisyenlik Hakkında Kanunun Ek 1. maddesinde “Bu Kanuna tâbi meslek mensupları; mesleki faaliyetlerini geliştirip kolaylaştırmak, meslektaşlar arasında yardımlaşma ve iş birliğini temin etmek ve mesleki ahlâk ve disiplini tesis edip korumak üzere, kamu kurumu niteliğindeki optisyen-gözlükçüler odaları ve Türk Optisyen-Gözlükçüler Birliğini teşkil ederler.” hükmü düzenlenmiştir.

Maddenin 2. fıkrasında, 1. fıkrada anılan odalar ve birliğin teşkili, yurt içindeki ve yurt dışındaki faaliyetleri, organları, organların görevleri, toplantıları, karar alış usulleri, gelirleri, giderleri, seçimi, seçilme yeterlilikleri, seçimlerin yapılış usulü, fesih, tasfiye ve iptale ilişkin hususlar, mesleki sicil, hizmet bedellerinin ve aidatların tespiti, disiplin cezaları ile infaz ediliş usulleri ile odalar ve birlik ile ilgili diğer iş ve işlemlere ilişkin yönetmelik hazırlanması hükme bağlanmıştır.

Bu hükme dayanılarak Anayasa’nın 123. Maddesinin 1. Fıkrası gereğince hazırlanan 30783 sayılı Türk Optisyen-Gözlükçüler Birliği Yönetmeliği 24.05.2019 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu yönetmeliğin birçok düzenlemesinde[9], 5193 sayılı Optisyenlik Hakkında Kanunun geçici 4. maddesinin 3. fıkrasındaki düzenleme gereğince Eczacılar Birliği’ni ilgilendiren 6643 sayılı Türk Eczacıları Birliği Kanunu hükümlerine atıflarda bulunulmuştur.

Ancak Türk Optisyen Gözlükçüler Birliği Yönetmeliği’nin 6643 sayılı Türk Eczacıları Birliği Kanunu’nun disipline ilişkin hükümlerinin kıyasen uygulanabileceğine yönelik hukuki düzenlemeleri[10], 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2. maddesinin 3. fıkrasında düzenlenen, ceza ve disiplin hukukunun temel ilkelerinden kıyas yasağına aykırı olması sebebi ile bu düzenlemeler hukuka aykırılık teşkil etmektedir.

 

SONUÇ

Optisyenliğe ilişkin; optisyen unvanının kullanılması, optisyenlik mesleğinin icra edilmesi ve optisyenlik müessesesinin açılması ve işletilmesiyle ilgili usul ve esaslar 5193 sayılı Optisyenlik Hakkında Kanun’da düzenlenmiştir. Optisyen unvanının kullanılmasına, optisyenlik mesleğinin icra edilmesine, optisyenlik müesseselerinin açılması, faaliyetleri ve sahip olmaları gereken şartlara, optisyenlik müessesesinin denetimine, tanıtım ve reklamlarına, tutulacak defterlere ilişkin usûl ve esaslar ise 28886 sayılı Optisyenlik Müesseseleri Hakkında Yönetmelik ile düzenlenmiştir.

Temel mevzuat niteliğindeki 5193 sayılı Kanun ile 28886 sayılı Yönetmelik dışında optisyenliğe ilişkin faaliyetlerde uygulama alanı bulabilecek hükümler diğer kanun ve yönetmeliklerde de yer almaktadır.

Optisyen-gözlükçüler odaları ile Türk Optisyen-Gözlükçüler Birliğinin yurt içindeki ve yurt dışındaki faaliyetleri ve belirlenen diğer iş ve işlemler hakkındaki usûl ve esaslar 30783 Sayılı Türk Optisyen-Gözlükçüler Birliği Yönetmeliği’nde düzenlenmiştir. Bu yönetmeliğin bazı hükümleri, 6643 sayılı Türk Eczacıları Birliği Kanunu’nun hükümleri kıyasen uygulanacak biçimde düzenlenmiştir.

Bu kanunlarla birlikte, 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun, 29001 sayılı Tıbbi Cihaz Satış, Reklam ve Tanıtım Yönetmeliği ve 30761 sayılı Kişisel Koruyucu Donanım Yönetmeliği de optisyenlik ve optisyenlik müesseseleri ile doğrudan ya da dolaylı olarak ilişkili olabilecek hükümler barındırmaktadır.

5193 sayılı Kanun ile 28886 sayılı Yönetmelik hükümlerine aykırı davranışlara bu kanun ve yönetmelikte öngörülen yaptırımlarla birlikte, fiilin niteliğine göre; 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ilgili hükümleri uygulanabilecektir.

Optisyenliğe ilişkin faaliyetlere uygulanacak hükümler olayın niteliği ve gereği göz önünde bulundurularak, 5193 sayılı Optisyenlik Hakkında Kanun ve nihayetinde 1982 Anayasası hükümlerine aykırılık teşkil etmeyecek biçimde belirlenmelidir.

 

Av. Suat Şimşek -Managing Partner

Av. Burak Oğulcan Saygılı -Attorney at Law

 

 

[1] Çalışmada, “Kanun” şeklinde ifade edilecektir.

[2] Çalışmada, “Yönetmelik” şeklinde ifade edilecektir.

[3] Optik tarihi konusunda daha fazla bilgi için Bkz. Özdemir, E. & Kabak, S. Gözlükçülüğün Tarihsel Gelişimi ve Türkiye’de Gözlükçülük Sektörü

[4] 5193 sayılı Kanun madde 16

[5] 28886 sayılı Yönetmelik madde 1

[6] 30783 sayılı Yönetmelik madde 1

[7] Listedeki araç ve gereçler; pupillametre veya odaklama terminali, cam kesme taşları, kanal açma makinesi, çerçeve ısıtıcısı, matkap, küçük el aletleri, pens ve el takımı, kontakt lens satışı yapılıyor ise lenslerin muhafaza edileceği uygun bir dolap ve gerekli diğer muhafaza gereçleri ile okuma eşelidir.

[8] Denetleme formunda yer alan müeyyideler, fiilin mahiyetine göre; Kanunun 14. ve 15. maddesi hükmü ile Yönetmeliğin 27. maddesinde yer alan müeyyidelerin tatbik edilmesi, Kanunun 15. maddesi hükmünün tatbik edilmesi, uygunsuzluk giderilene kadar faaliyetin durdurulması ve süresiz kapatmadır.

[9] 6643 sayılı Kanuna atıf yapılan 30783 sayılı Yönetmelik hükümlerine örnek olarak; madde 5/4, madde 7/4, madde 10/1, madde 18/1 hükümleri verilebilir.

[10] Yönetmelikteki bu hükümler; madde 10/2, madde 35/3, madde 38/1, madde 51/1, madde 51/4, madde 78/4, madde103/1 ve madde 103/2’dir.

Yorum Bulunamadı

Yorum Yapın